Çiğköfte'nin doğuşu ile ilgili olarak bilinen üç tane rivayet vardır. 1-) Hz.İbrahim şuanki Urfa ozamanlar'da ise Kommagene topraklarında doğmuş yaşamış ve Nemrut tarafından ateşe atılmıştır.Allah'ın emri ile ateş su olmuş Hz.İbrahim'i yakmamıştır.Hz.İbrahim'in doğduğu mağara ve ateşe atıldığı yerde oluşan Balıklı göl binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.İşte çiğköftenin doğuş öyküsü , Hz.İbrahim dönemine dayandırılmaktadır. Hz.İbrahim , devrin kralı Nemrut'un putlarını kırarak ,Allah'ın varlığına inanmaya davet edince Nemrut öfkelenir ve Hz.İbrahim'in ateşe atılmasını emreder.Böylece büyük bir ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Nemrut evlerde ateş yakmayıda yasaklar. Halk ateş yakmadan nasıl yemek yapacağını düşünür durur. İşte bu günlerde bir avcı,avladığı ceylanı eve getirerek hanımından yemek yapmasını ister.Hanım evde odun bulunmadığını söyler.Çevrede toplanacak bir tek dal odun dahi kalmamıştır. Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için hanımından bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine kadın,ceylanın budundan yağsız et çıkararak bir taş üzerinde başka bir taşla döverek ezmeye başlar.Sonra ezilmiş eti bulgur,biber ve tuzla karıştırarak yoğurur. Böylece o leziz ve tadına doyulmaz "çiğköfte" meydana gelir. 2-) Nemrut, Hz.İbrahim'e ve ona inanlara zulmettiği dönemde Hz. İbrahim Allah'a iman eden müminlerin zarar görmemesi için müminlere sürülerini alıp dağlara gitmelerini emretti. Müminlere saklaması kolay ve besleyici değeri yüksek olan bulguru yanlarına almalarını tavsiye etti. Sürüleri ile dağa çıkan müminler yerleri belli olmasın diye ateş yakmadılar. Kestikleri hayvanları ise yüzyıllardır süre gelen Hanefi usullere uygun olarak kaya tuzu içinde kuruttular.Kuruyan etleri uzun süre saklayabildiler. Ve tahta tokmaklarla döverek içindeki yağ ve sinirleri ayrıştırdılar. Bu işlenen kuru eti Hz. İbrahim'in tavsiyesine uygun olarak tabiattaki beş baharat ve bulgur ile yoğurmak sureti ile günümüzde bilinen çiğ köfteyi yapmışlardır. 3-) Nemrud ve ona tâbi olanlar azgınlık ve Allah'a isyan içinde yasamakta idiler. Bir gün Nemrud bir rüya gördü. Bir rivayete göre, rüyasında gökyüzünde bir nurun parladığını, güneşin, ayın ve yıldızların bu nurun ışığında kaybolduğunu gördü. Diğer bir rivayete göre ise, rüyasında bir kimsenin gelip tahtından kaldırıp kendini yere vurduğunu gördü. Müneccimlere gördüğü rüyayı anlatıp tâbir ettirdi. Bunlar "Yeni bir peygamber ve din gelecek, senin saltanatını temelinden yıkacak ! Ona göre tedbir almalısın" diye tâbir ettiler. Nemrud bu isin tedbiri kolaydır deyip, " Bundan sonra kimse çocuk sâhibi olmayacak. Hanımlardan uzak durulacak. Doğan çocuklar, erkekse öldürülecek, kızsa bırakılacak" emrini verdi. Bu suretle 100.000 mâsum bebeği öldürüldüğü nakledilmiştir . Bu sırada Hz. İbrahim'in annesi hâmile idi.Babası Âzer durumu bildiği için, Annesi onu doğuma yaklaşınca kendisinden uzaklaştırdı ve gizlice bir mağaraya gitti ve orda yerinin belli olmaması için ateş yakmadı yanında götürmüş olduğu malzemelerin karışımıyla günümüzde bilinen çiğ köfteyi yapmış ve yiyecek ihtiyacını karşılamış. Hz. İbrahim'i dünyaya getirdikten sonra annesi onu emzirdi ve mağarayı kapatıp geri şehre döndü. Âzer'e ," Çocuk çok zayıf doğdu ve hemen öldü" dedi. Bundan sonra mağaraya - gizlice -gelip İbrahim aleyhisselamı emzirip geri eve dönerdi. Rivâyetlere göre, Hz. İbrahim mağarada 7, 13, 16 veya 17 yaşına kadar kaldı .