Şavak Peynircilik 1980 yılının
başlarında kurulmuş. Firma Erzincan Tulum peyniri üretiyor. Ulusal marketler ve
yeme içme sektörüne Erzincan tulum peyniri satışı yapan firma kalitesini
kanıtlamış bir firma. Uzun yıllardır ürün kalitesini ve yöresel tadını
değiştirmeyen firma sektörde emin adımlar ile yoluna devam ediyor. Şirketin
üçüncü kuşak temsilcisi Mahmut Yılmaz bize üretimleri hakkında bilgi verdi.
Biraz şirketinizden bahseder misiniz?
Ben üçüncü kuşak olarak babamla
birlikte çalışıyorum. Şavak aslında bir aşiret ismidir. İlk olarak dedem peynir
üretimine başlamış. Koyun besiciliği yaparak peynir üretmeye başlamış. Biz sürü
sahibi bir aileyiz. Ailemizin aşağı yukarı hepsi peynir üretiminde
çalışmaktadır. 1970’li yıllarda peynir üretimine başlanmış. Göçer bir aşiret
olan Şavak’lar üretimlerini Erzincan’da yapıyorlar. Aşiret yazın yaylada kışın
ovada çalışırmış. 1976’lı yıllarda babam bu işin ticaretine başlamış. 1978
yılında babam Erzincan’da dükkan açarak ticaretine devam etmiş. 1980’li
yıllarda babam Ankara’ya gelmeye karar vermiş. O yıllarda Ankara’da fazla
tüccar yokmuş. Babam giyim kuşamı düzgün, iyi bir tüccar bulunca Ankara’da
ticaretini yaygın hale getirmeye başlamış. Otuz altı yıldır Ankara’da
ticaretimize devam ediyoruz.
Bal üretiminiz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Tulum peyniri dışında bal üretimimiz
var. Bal üretimimiz toplam ciromuzun yüzde onunu oluşturuyor. Balımız Gümüşhane,
Bayburt'tan geliyor. Orada genelde çiçek balı üretimi yapılıyor. Batıya doğru
gidildiğinde çam balı üretimi ağırlık kazanıyor. Balın tadı ve türü aslında arının
beslenme şekli ile ilgili. Peynir üretiminde de aynı şey geçerli. Örneğin A
yaylasında otlayan hayvanın peyniri ile B yaylasında otlayan hayvanın
peynirleri arasında rahya farklılıkları oluyor.
Erzincan tulumunun üretiminden biraz bahsedelim mi?
El emeği ile yapılan, işçiliğinin
iyi olması gereken bir peynir türü. Dördüncü ayın sonu, beşinci ayın başlarında
hava ısınmaya başladığında şavaklılar tası tarağı toplayıp yaylaya giderler.
Her yaylada farklı sürüler olur. Birinde on bin diğerinde yedi bin farklı
sürüler yaylalara dağılırlar. Aileler yaylalarda çadırlarını kurarak üretim
yapmaya başlarlar. Hayvanlar gün içerisinde otlakları kullanırlar. Hayvanlar
sabah beşte ve akşam altıda günde iki defa sağılırlar. Maya şırdandan elde
edilir. Maya eklendikten sonra peynir oluşmaya başlar. Teleme haline gelen
oluşum biraz karıştırılır. Sonrasında geleneksel bir yöntem uygulanır. Peynir
parmakla kontrol edilir. Bu aşamadan sonra peynir tülbentle sarılır ve suyu
alınır. Elli kiloluk çuvalların içine peynir konur ve üst üste dizilir.
Sonrasında peynir suyu alımı devam eder. Yaylada güneş görmeyen bir yere çadır
kurulur ve bu çuvallar çadırın içine dizilir. Yayla oldukça serin olur. Yaylada
esen rüzgar çuvalların içinden ve etrafından geçerek peynirin suyunu iyice
vermesini sağlar. Peynirin yapımı tamamlandığında araçlar ile yayladan ürünler
toplanır. Toplandıktan sonra az bir şey suyunun süzümü yapılır. Suyu süzülen
peynirler peynir teknelerine konur. Bu aşamada peyniri kelle denir. Teknedeki
peynir tuzlanır. Tuz peynirin içinde bulunan mikrop ve bakterileri öldürür.
Tuzlanan peynir üç ay depolarda bekletilir. Son dinlenme aşamasından sonra
Erzincan tulum peyniri artık tüketilmeye hazır olur. İnsan anlatırken
yoruluyor. Erzincan tulumu üretimi oldukça zordur.
Tonajımız ve üretimimizden
memnunuz. Yılın dört ayında ürettiğimiz peyniri bir yılda tüketiyoruz. Dört
ayda ne ürettiysek onu satıyoruz. Üretmiş olduğumuz peyniri üç ay
dinlendiriyoruz. Bir yıl içerisinde tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Bir yıldan
sonra tadında hafif bir acılık başlıyor.
Gençler sizce bu iş devam ettirebilecekler mi?
Üretimde bu sıralar düşüş var.
Gençler yaylaya çıkmak ve hayvanlar ile uğraşmak istemiyor. Büyüklerimizde işi
gençlere devam ettiremediği için iş geriliyor. Bakalım gelecekte nasıl olacak?
Erzincan tulum peynirini torunlarımızın yemesini istiyorsak gençlerin
büyülerinin yolundan giderek bu işe sahip çıkmaları gerekiyor. Tabi üretim için
meraların fazlalığı da önem teşkil ediyor. Mera çok olduğunda üretimimizde
ciddi artışlar oluyor.
Bu kadar zahmete girerek ülkemize ait olan yöresel bir peynirin
üretimini yapıyorsunuz. Emeğinizin karşılığını alabiliyor musunuz?
Satışlarımız oldukça iyi bir
şikayetimiz yok. Fakat çeşitli illerde Erzincan Tulum peyniri ismi ile vasıfsız
peynirler üretiliyor. Üretilen bu peynirler piyasanın fiyat yapısını düşürüyor.
Bu kadar zahmetle üretilen peynir hak ettiği rakamlarda satılamıyor. Ben
ilkokula giderken peynirimizin fiyatı pastırma ile nerede ise aynı rakamlarda
idi. Tarım Bakanlığı’nın bazı çalışmaları var. Üretimi artık takip ediyorlar.
Çeşitli zamanlarda numune alarak kontroller yapıyorlar. İnşallah kontroller
daha sıkı hale gelir ve merdiven altı diye tabir ettiğimiz üretimler son bulur.
Tüketiciler peynirlerinize nasıl ulaşım sağlıyorlar?
Ağırlıklı Ankara’dan ürünlerimize
ulaşım sağlıyorlar. Bim mağazaları ile çalıştığımız için ürünümüzü tüm
Türkiye’ye gönderebiliyoruz. Bim dışında Makro, Altunbilekler, Akyurtlar ve
Yunus marketlerde ürünlerimiz bulunmaktadır.
Yöresel olan bu güzel peyniri nasıl tüketmemizi tavsiye edersiniz?
Peynirimizi sıcak lavaşla yavaş
yavaş yemenizi tavsiye ediyorum. Ben böyle seviyorum. Lavaşın içerisine domates
koyarsanız daha da güzel olur. Peynirimiz çok doyurucudur. Ara öğünlerde
tüketilebilecek bir peynir türüdür.