Gıda Sanayim ekibi Ankara Saray bölgesinde bulunan Damla Kuruyemiş’in
fabrikasına konuk oldu. Ekibimizi, şirketin ikinci kuşak yöneticileri olan Avni
Dinler ve Aykut Dinler karşıladı. Birbirinden lezzetli kuruyemişlerin üretimini
yapan Damla Kuruyemiş hakkında biz de tüketicileri ve satın almaları
bilgilendirmek istedik.
Damla Kuruyemiş ’in kuruluşundan biraz bahseder misiniz?
Avni Dinler: 1975 yılında Mehmet Vakar Dinler tarafından Ankara’da
kurulan Damla Kuruyemiş, 1986 yılında ikinci kuşak olan biz Avni Dinler ve
Aykut Dinler’in katılımıyla büyümeye başladı. 2013 yılından itibaren de üçüncü
kuşağın dahil olmasıyla, bir aile şirketi olarak çalışmalarımıza tüm hızı ile
devam ediyoruz. Damla Kuruyemiş, kuruluşundan bu yana sektörde tanınmış
kuruyemiş firmaları arasında kendine yer edinmeyi başardı.
Damla Kuruyemiş ilk olarak Ankara’da nerede ticaret hayatına başladı?
Avni Dinler: Ticarete Gimat Toptancılar Sitesi’nde başladık. 2013
yılından itibaren ise Ankara Saray Kazan’da kurmuş olduğumuz 3000 m2’si kapalı
toplamda 7500 m2’lik alana sahip modern üretim tesisi ile kendimizi yeniledik. Firmamız
üretimlerini son teknolojik makinalarla ISO 22000 hijyen ve kalite
standartlarına göre titizlikle gerçekleştirmektedir. Damla Kuruyemiş, kurmuş
olduğu tesisin yanı sıra, müşteri algısına hitap eden yeni ve şık ürün
paketleri ile de sektörde dikkat çekmeye devam etmektedir.
Ankara’da yakalamış olduğu
başarıyı Türkiye geneline yaymayı hedefleyen Damla Kuruyemiş, sektördeki
çalışmalarına tüm hızıyla devam etmektedir.
Markanıza ait hangi ürünleriniz bulunuyor?
Avni Dinler: Üretimini yaptığımız ürün gruplarımız klasik kuruyemiş
türlerinden oluşmaktadır. Damla markalı paketlerimizde antep fıstığı, fındık,
badem, tuzlu ve tuzsuz yerfıstık, kabak çekirdeği, tuzlu ve tuzsuz ay
çekirdeği, sarı leblebi, beyaz leblebi, ceviz içi, çekirdeksiz üzüm ve karışık
kuruyemiş ürünleri yanı sıra son yıllarda halkın sağlık açısından gösterdiği
talep üzerine kavrulmamış ürünler de yer almaktadır. Ürünlerimizi el değmeden
kavurup paketlemekteyiz. Ayrıca kuru incir, kuru kayısı ve cevizli sucuk gibi
ürünleri de üretimini yapan anlaşmalı olduğumuz firmalardan temin ederek
satışını yapmaktayız.
Paketlediğimiz veya işlemekte
olduğumuz tüm ürünleri fabrikamıza bizzat yöresinden temin etmekteyiz.
Kaliteden asla ödün vermeyen bir firma olarak da uzun yıllardır aynı tedarikçiler
ile çalışmaktayız. Bu da bizim markamıza artı bir değer katmaktadır.
Kuruyemişi kavurma aşamasında gizli bir tarifiniz var mı?
Avni Dinler: Damla Kuruyemiş olarak bizim gizli bir tarifimiz yok. Üründen ürüne ve markadan markaya belki kavurma süreleri farklı olabilmektedir. Bizler yılların getirdiği tecrübeyle çok tercih edilen ürünlerimizde müşterilerimizin alıştığı lezzete göre ürünün kavrumunu ve tuzlamasını yapmaktayız. Dolayısıyla alıştırmış olduğumuz tat bizi başka markalardan farklı kılmaktadır.
İstatistik olarak ülkemizde daha çok hangi kuruyemişler daha çok
tüketiliyor?
Aykut Dinler: En çok ay çekirdeği tüketiliyor. Ay çekirdeğini tuzlu
ve tuzsuz yer fıstığı takip ediyor. Bu sıralamayı da antep fıstığı ve fındık
takip ediyor. Bu iki ürün fiyatlarına göre satış sıralamalarında yer
değiştirebiliyor. Birkaç sene evvel fındık fiyatları çok artmıştı. Dolayısıyla
o dönemki satışlarımız bir hayli gerilemişti.
Vatandaşın gözünden fiyat geçişleri nasıl algılanıyor?
Aykut Dinler: Basında bazen yanlış yönlendirmeler ile karşılaşabiliyoruz.
Örneğin üreticiden alınan 15 TL’lik fındık, perakende raflarında 50 TL’ye
satılıyor gibi haberler yapılıyor. Habere konu olan 15 TL dedikleri fındık
aslında kabuklu fındıktır. Bu fındıklar kırıldıktan sonra yaklaşık yüzde elli
civarında bir iç çıkıyor. Kavrulmaya giren fındıkların bazılarında da gizli
çürük dediğimiz görünmeyen ürünler var. Bu şekilde defosu olan malzemeler de
ayıklandıktan sonra, yüzde otuz beş veya yüzde kırk gibi oranlarda geri dönüşüm
oluyor. Bu nedenle tüketici yanlış bilgilendiriliyor. Üreticinin kar payı çokmuş
gibi lanse ediliyor. Eğer yüzde kırk oranında bir dönüşüm sağlanır ise fiyat iki
buçuk kat yükseliyor. Üretici olarak bizlerin karı ise yüzde beş
seviyelerindedir. Bu oranı da iyi olarak nitelendirebiliriz. Bazı dönemlerde
daha altına da düşebilmektedir. Bizden sonra ise ürünler perakende satışa
gider. Zaten rafa konduğunda devletimizin aldığı yüzde sekizlik bir vergi var.
Marketlerde tadılan veya yere dökülen de yüzde beşlik bir fire oluşuyor. Son
olarak da marketlerin kendi belirlediği oranlardaki kar marjları ürünün
fiyatına ekleniyor. Bu detayları kimse bilmediği için, toplumda kuruyemiş çok
fahiş fiyatlarla satılıyor gibi bir algı oluşuyor.
Sanıyorum kaju yurt dışından geliyor?
Aykut Dinler: Kaju gibi ürünlerde farklı sıkıntılar yaşayabiliyoruz.
Örneğin; dünyada bu sene arzı yani üretimi az olan ürünlerden birisi kaju.
Üretiminin az olması ve ülkemizde dolar hareketlerinin yukarı seyir göstermesi
nedeni ile ne yazık ki ürünün fiyatı artıyor. Kaju satışlarımız şu anda yarı
yarıya bir düşüş göstermiş durumda. Badem de yine yurt dışından gelen ürünler
arasında. Ülkemizde de yetişiyor fakat ihtiyacımızın hepsini gideremiyor. Badem
yetiştirmek amaçlı yeni ormanlar, ağaçlıklar yapıyor olmamıza rağmen ihtiyaç
karşılanamadığından ötürü yine ciddi tonajlarda ithalat gerçekleştirmek
durumunda kalınıyor.
Dikkat edilmesi gereken ürünler var mı?
Aykut Dinler: Özellikle soslu ürün gruplarında halkımızın ucuz
ürünlere yönelmemelerini tavsiye ediyoruz. Örneğin soslu mısırı çok farklı
fiyatlarda bulmak mümkün. Bu ürünlerin mutlaka kaliteli olanlarını temin etmek
gerekiyor.
Bağlı olduğunuz devlet kurumlarında uygulanan mevzuatlarda ticaretinize
engel teşkil eden noktalar var mı?
Aykut Dinler: Ülkemizde yetişmeyen veya daha az yetişen ürünler
için ithalattaki vergilerin biraz daha düşük olmasının biz üreticilere daha
yararlı olacağını düşünüyorum. Tüketicilerin kullandığı ürünlerin biraz daha
hesaplı olması gerekiyor. Vergiler yüksek olduğunda sıkıntılar yaşıyoruz.
Tüketiciler ürünlerinize nerelerden ulaşabilir?
Aykut Dinler: Ağırlıklı olarak Ankara’daki yerel marketlerden ve
büfelerden ürünlerimizi temin edebilirler. Yavaş yavaş ulusal marketler ile de çalışmalarımıza
başladık. Özellikle İç Anadolu bölgesinin tamamında, daha sonrasında da tüm
Türkiye’de ürünlerimizi tüketici ile buluşturmayı hedeflemekteyiz.
İhracat ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Aykut Dinler: Bu alanda çalışmalarımız mevcut. Ekonomi
Bakanlığı’nın URGE projesine dahil olduk. Bu proje ile İngiltere, Almanya ve
Kuzey Irak’la ilgili çalışmalar yapıyoruz. Hedefimiz bu çalışmaları istikrarlı
bir şekilde sürdürmek ve başarıya ulaşmak.