“Geçen yılsonu verilerine göre ambalajlı baharat sektöründe yüzde 3 civarında bir tonaj büyümesi gerçekleşti. Fakat bu büyüme, maalesef Türkiye pazarı için beklediğimiz büyüme oranının altındadır.”
Tükettiğimiz hemen her gıdada bir şekilde kendilerine yer buluyorlar. Et ürünleri için sos ve çeşni olarak, çorbalarda, yemeklerde, pasta ve kurabiyelerde ve aklınıza gelebilecek pek çok üründe kullanılıyorlar; kekik, kırmızıbiber, nane ve diğerleri…
Evet, baharatlardan ve milyar dolara dayanan bir sektörden söz ediyoruz. Site Konuğumuz Bağdat Baharat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yüksel Danacı, Avrupa ülkelerine göre Türk baharat sektörünün hak ettiği noktaya gelemediğine dikkat çekiyor ve “Türkiye’de sektörün büyüklüğünü net olarak ölçemiyoruz” diyor. Net ölçümlenememesinin nedenlerini ise organize gıda perakendesi dışında açıkta satılan ürünlerden veri alınamaması, semt pazarlarında ve açık baharat satış noktalarında yapılan satışlar ve bazı sektörlerin baharatı yardımcı ham madde olarak kullanması olarak sıralıyor.
Biz de hemen soruyoruz: “Net olarak ölçemesek de bir büyümeden söz edebilir miyiz?”
“Evet!” diyor Yüksel Danacı: “Bir araştırma şirketi sektörü inceledi ve sonuçlara göre geçen yılsonu itibariyle ambalajlı baharat sektöründe yüzde 3 civarında tonajda bir büyüme gerçekleştiği ortaya çıktı. Fakat bu büyüme maalesef Türkiye pazarı için beklediğimiz büyüme oranının altındadır.”
Peki, sektör nerede sorun yaşıyor?
Sektörümüzün en önemli sorunları, merdiven altı üretim, denetim eksikliği, kayıt dışılık, vergilerdeki yüksek oranlar ve kaçak ham madde girişidir. Baharat sektöründe üretime, pazarlama ve satışa sürekli yatırım yapan, sektöre sürekli öncülük etmeye çalışan bir kurum olarak, saydığım bu sorunlar, bizim ve sektörün gelişmesinin ve büyümesinin önünde en önemli engelleri teşkil ediyor.
Bu sorunların çözümüne ilişkin önerileriniz de vardır o zaman…
Tabii… Örneğin; bazı sektörlerde de yaşandığı gibi, gümrük vergi oranlarında yapılacak iyileştirmeler, kayıt dışı ürün girişlerine engel olacaktır. Böylece kayıt dışından kaynaklı ekonomik kaybın da önüne geçilecektir. Bu tür bir düzenleme, sektörde kayıt içi çalışan, istihdama katkı sağlayan, vergisini düzenli ödeyen firmaların sayısını artırır ve ekonomimize katma değer yaratır.
Denetim mekanizmalarının daha hızlı ve organize çalışmalarının da bu işe yatırım ve istihdam sağlayan firmaların sayısını artırarak merdiven altı üretimin azalmasına, gerçek yatırımcıya fayda sağlayarak, kişi ve kurumları yatırım yapmaya teşvik edeceğini düşünüyorum.
İthalat ve gümrük düzenlemelerinden söz açılmışken şunu da soralım; Türkiye’nin ithalatına bağımlı olduğu baharatlar var mı?
Baharat ürünlerinin yarıya yakını ülkemizde yetişmiyor. Dolayısıyla ithal ediyoruz. Bunların başında da karabiber, tarçın, yenibahar, Hindistan cevizi, zencefil, zerdeçal gibi ürünler geliyor. Bu ürünlerde maalesef dış alıma bağımlıyız.
Türkiye’de yetişen ürünler ise Kırmızıbiber (Pul Biber, Acı Toz Biber, Tatlı Toz Biber), Kekik, Nane ve Defne yaprağı gibi ürünlerdir. Bu ürünler aynı zamanda, Türkiye’nin baharat sektöründe dünyaya ihraç ettiği ürünlerin en önemlileri arasında yer almaktadır.
50 yılı aşkın bir süredir baharat pazarındasınız. Bugünkü konumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye pazarında ve organize gıda perakendesinde yüksek marka bilinirliğimizle pazar lideri konumundayız. Her yıl büyüyen ihracat hacmimizle yurt dışı pazarlarda da önemli bir noktaya gelmeyi hedefliyoruz.
Organize gıda perakende sektöründe yüzde 90’ın üzerinde bulunurluğa sahibiz. Ev Dışı Tüketim kanalında otel, restoran ve kafelerin de en önemli tedarikçisi konumundayız. Ayrıca bazı et ve yan ürünleri üreticilerinin de önemli tedarikçisiyiz.
Son olarak şunu soralım; sizce baharat sektörünün gelişmesinin en önemli unsuru nedir?
Tabii ki Ar-Ge. Her sektörde olduğu gibi, baharat sektöründe de gelişimin anahtarı Ar-Ge’dir.
Ar-Ge olmadan bugün yeni bir pazarda yer almanız mümkün değildir. Eğer yeni bir pazar hedefliyorsanız ya da mevcut pazarda hedeflerinizi ve konumunuzu yükseltmek istiyorsanız, mevcut durumdaki ürün ve hizmetinizden, çok farklı ürün ya da hizmet sunmadan bu hedeflere ulaşmanız mümkün değil.
Dolayısıyla şuna dikkat çekmek isterim; iyi bir Ar-Ge sonrasında ortaya çıkan inovatif baharat ürünleri hem şirketlerimizin hem tüketicimizin hem de ülkemizin menfaatine olacaktır.